Eğitim Teknoloğu
25 Nisan 2011 Pazartesi
Dunn ve Dunn’ın Öğrenme Stili Kuramının Özellikleri
Dunn ve Dunn’ın Öğrenme Stili Kuramı
Dunn ve Dunn’ın öğrenme stili kuramı, doğrudan öğrenmeyi tanımlama yerine, bilgiyi yönlendirmede bireyin iç dinamiklerine -yeteneğine etki eden dış faktörleri- etkenleri tanımlamayı yeğlediği görülmektedir (Babadoğan, 1991; Riding ve Stephen, 1998).
Dunn ve Dunn’ın Öğrenme Stili Kuramının Özellikleri
Dunn, çeşitli öğrencilerin öğrenme çıktılarını ve öğrenmeye ilişkin tercihlerini gözleyerek, bu farklılıkların yetenekten daha çok diğer etkenlerin bir sonucu olduğuna inandı. Gözlemleri sonucunda, öğrenme farklılıklarını gösteren yaklaşık olarak otuz iki alan tanımladı. Bunları duyusal, fiziksel, çevresel ve sosyal değişkenler olmak üzere dört büyük grupta toplayarak, bu değişkenlerin de kendi içlerinde alt değişkenlerini tanımladı. Daha sonraki aşamada, öğrenme grupları içerisinde ve çevresel değişkenleri de içine alan etkenlerin tanımlanmasıyla sonuçlar yeniden tanımlandı. Hem biyolojik hem de gelişimsel etkenler çıkartıldı. Biyolojik tercihleri içerenler ses, ışık, ısı, oturma düzeni, örneğe bakarak yapmada güçlülük, bir şeyler atıştırma, günün belirgin zamanlarında çalışma ve hareketlilik; gelişimsel açıdan içerenler de sosyal tercihler olan güdüleme, sorumluluk ve yapıdır (Jonassen ve Grabowski, 1993: 267).
Dunn ve Dunn, öğrenme stili tanımlamamıştır. Bunun yerine, öğrenme biçimlerine etki eden etkenleri öğrenme stili etkenleri olarak tanımlamıştır. Bunlar: çevresel etkenler, duyusal etkenler, sosyolojik etkenler, fiziksel etkenler ile genel faktörlerdir (Jonassen ve Grabowski, 1993: 269-271).
Dunn ve Dunn’ın Öğrenme Stili Etkenleri
Çevresel Etkenler
Işık, ısı, dekorasyon, müzik ve gürültü, şeklinde tanımlanmıştır.
Duyusal Etkenler
Güdüleme ve yapının niteliği şeklinde tanımlanmıştır.
Sosyolojik Etkenler
Bireysel ya da eşli çalışma, uzman kılavuz denetiminde çalışma, yalnız çalışma, biçimindedir.
Fiziksel Etkenler
Ders yapma zamanı, hareketlilik, bir şeyler yeme ihtiyacı duyma, işitsel, görsel, dokunma duyularına hitap etme, vb. olarak tanımlanmıştır.
Genel Etkenler
Kavramların düşük ya da yüksek düzeyde olması, öğretmenlerin kullandığı öğretme yöntemleri, kültürel ve diğer etkenler şeklinde tanımlanmıştır.
Dunn ve Dunn buradan hareket ederek öğrenme stilini eğitimde verimliliği sağlamak amacıyla öğretimsel çevreyi düzenleme bazında tanımlamıştır. Aşağıda bu özellikler verilmiştir.
Öğrenme Stiline Etki Eden Özellikler
Ses Düzeyi
Işık
Isı
Düzenleme
Güdüleme
Sebatlılık
Sorumluluk
Yapı
Öğrenme Grupları
Yardım Tercih Etme
Değişik Biçimlerde Öğrenme
Sese Bağlılık Durumu
Resimleme
Dokunma
Alma
Sabah ya da Akşam Çalışma
Hareketlilik
Ailesi Tarafından Ödüllendirme-Güdülenme
Öğretmenin Güdülemesi
Kaynak: http://www.donusumkonagi.net/makale.asp?id=3432&baslik=ogrenme_stilleri&i=coklu_zeka
Kolb'un Öğrenme Stilleri
Somut Yaşantı
Aktif Yaşantı
Yansıtıcı Gözlem
Soyut Kavramsallaştırma
Değiştiren
1. Alışılmamış yollarla bilgi toplama,
2. Kendisine özgü etkinlikler yapma,
3. Açık uçlu soruları yanıtlama,
4. Bireyselleştirilmiş öğrenme,
5. Uygulamaları kurgulama,
6. Belirsizliği belirgin hale getirme,
7. Dinlemeye karşı açıklık,
8. Değerlere ve duygulara karşı duyarlılık,
olarak tanımlamak olasıdır (Jonassen,Grabowski, 1993:256-257).
Özümseyen
1. Bilgiyi organize etme,
2. Kavramsal modeller oluşturma,
3. Fikir ve kuramları sınama,
4. Yaşantıları desenleme,
5. Nicel verileri çözümleme,
olarak tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).
Ayrıştıran
1. Düşünme ve uygulamada yeni yollar yaratma,
2. Yeni fikirleri yaşantısına sokma,
3. En iyi çözümü seçme,
4. Hedefler belirleme,
5. Karar verme,
biçiminde tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).
Yerleştiren
1. Yapılandırılmamış işleri yapma,
2. Hedeflere bağlılık,
3. Fırsat kollama ve arama,
4. Başkalarını etkileme ve liderlik yapma,
5. Kişisel olarak toplumla bütünleşme ve onlarla ilgili konularda ilgilenme,
şeklinde tanımlanabilir (Jonassen, Grabowski, 1993:256-257).
Androgoi Nedir?

Androgoji; altyapısı ciddi ve uzun bilimsel çalışmalara dayanan, zaman içinde pekçok bilim adamı, iletişimci, sosyolog ve psikoloğun katkılarıyla ana hatları oluşturulmuş bir bilim. Yetişkin eğitiminin çocuk eğitiminden ayrılan temel prensipleri şu şekilde listelenip özetlenebilir:
1. Bilme ihtiyacı (the need to know): Öğrenme süreci başlamadan önce yetişkinler, o konuyu neden öğrenmeleri gerektiği konusunda bilgi sahibi olmak isterler. Yetişkinler bir konuyu kendi kendilerine araştırmadan, öğrenmeden önce de, öğrendikleri zaman ne kazanacakları, konu hakkında bilgi sahibi olmazlarsa ne kaybedecekleri üzerinde düşünürler ve analiz yaparlar. (Tough, 1979) Sonuç olarak, bir yetişkin eğitimcisi, öğrenme sürecini başlatmadan önce katılımcıları bu konuda yönlendirmeli, “neden bu konuyu öğrenmeliyiz?” sorusunu net olarak cevaplandırmalarını sağlamalıdır.
2. Kişisel kontrol (the learners’ self-concept): Yetişkinler, hayatlarının ve verdikleri kararların kendi kontrollerinde olmasını isterler. Karşılarındaki kişilerin de bu kişisel kontrole saygı duymalarını beklerler. Bu saygıyı görmedikleri ortamlarda ve başkalarının kendi fikirlerini kendilerine dayattığını hissettiklerinde savunmaya geçerler. Bu durum belki de, günümüzde eğitim salonlarında en fazla karşı karşıya kalınan resmi önümüze çıkarıyor: Katılımcılar “eğitim salonu”na girerler, “eğitimci”ye yan gözle bakarak yerlerini alırlar ve kaşlar yukarıda, negatif bir yüz ifadesiyle kollarını kavuşturup, içlerinden “hadi anlat bakalım, ne anlatacaksan…” derler.
3. Eğitilenlerin önceki tecrübesi (the role of the learners’ experiences): Yetişkinler, çocukların aksine eğitim ortamına çok daha fazla ön bilgi ve tecrübeyle gelir. Bu durum öncelikle eğitim ortamındaki grubun kişisel özelliklerinin kendi içinde daha farklı olacağının göstergesidir. Bu ön bilgi ve tecrübe eğitim ortamını zenginleştireceği, çok olumlu ve verimli tartışma ortamlarının yaratılmasını sağlayabileceği gibi, negatif durumlara da sebep olabilir. Kişisel önyargıları ve alışkanlıkları değiştirmek ve kırmak zordur. Yetişkinlerde de bu ikisi bol miktarda mevcuttur.
4. Öğrenmeye hazır olmak (readiness to learn): Yetişkinler bilmeleri gerektiğini düşündükleri ve ihtiyaçları olduğu konularda öğrenmeye hazırdırlar. Örneğin, üniversite 2. sınıf öğrencisi bir genç “bebek beslenmesi” konusunda bilgi almaya hazır değildir. Fakat evlendikten sonra bu konuya daha fazla ilgili olacak ve öğrenmeye hazır olacaktır. Bu durum da öğrenme sürecini daha anlamlı hale getirecek ve hızlandıracaktır.
5. Öğrenme odaklılık (orientation to learning): Çocukların ve gençlerin okuldaki konu odaklı öğrenme odaklarının tersine yetişkinler hayat odaklıdır. Yetişkinler, öğrenilecek olan bilgi ve becerinin kendilerine gerçek hayatta problem çözmede ne kadar ve nasıl yardımcı olacağı doğrultusunda motive olurlar. Bu doğrultuda şunu net olarak söyleyebiliriz ki, gerçek hayat ortamında oluşturulmuş eğitim ortamları yetişkinler için daha motive edicidir ve daha etkili bir öğretim tarzıdır.
6. İsteklilik (motivation): Yetişkinler dış motivasyon unsurlarına (daha iyi iş, terfi, yüksek maaş gibi) da tepki verirler fakat en etkili motivatörler iç motivasyon unsurlarıdır (hayat kalitesi, iş tatmini gibi). Tüm normal yetişkinler gelişmek ve ilerlemek için motivasyona sahiptirler. (Tough, 1979) Yetişkin eğitimi zor ve hassas bir süreç. Yetişkin eğitimcilerinin başta kendi alanları olmak üzere her konuda kendilerini sürekli yenilemeleri ve eğitim ortamlarını androgoji’nin temelleri üzerine kurmaları gerekiyor. Aksi takdirde son zamanlarda sıkça gördüğümüz başarısız eğitim programlarından birini daha tekrarlamak çok muhtemel. Eğitim basit bir iş değil; emek vermek, enerji harcamak gerekiyor…
Kaynak: http://kirmizimerdiven.com.tr/2009/08/dasl/comment-page-1/
Öğretim tasarımı sürecinin altında yatan sayıltılar nelerdir?
Sayıltı 1: Öğretim tasarım süreci hem sistematik bir yaklaşımı hem de plan üzerindeki ayrıntılarla uğraşmayı gerektirir.
Sayıltı 2: Öğretim tasarım süreci belli bir ders geliştirme düzeyinde başlar.
Sayıltı 3: Öğretim tasarımı öğretim tasarımcıları ve planlamacılar tarafından geliştirilir.
Sayıltı 4: Planlama yapılırken, tüm öğrenenler için doyum sağlayıcı ortamların ve başarının sağlanması gerekir.
Sayıltı 5: Öğretim Tasarımı kapsamdan çok bireye odaklaşır.
Sayıltı 6: Öğretim Tasarımında en iyi olan tek yol yoktur
Sayıltı 2: Öğretim tasarım süreci belli bir ders geliştirme düzeyinde başlar.
Sayıltı 3: Öğretim tasarımı öğretim tasarımcıları ve planlamacılar tarafından geliştirilir.
Sayıltı 4: Planlama yapılırken, tüm öğrenenler için doyum sağlayıcı ortamların ve başarının sağlanması gerekir.
Sayıltı 5: Öğretim Tasarımı kapsamdan çok bireye odaklaşır.
Sayıltı 6: Öğretim Tasarımında en iyi olan tek yol yoktur
Öğretim Tasarımında Yer Alan Öğeler
- Program kimin için geliştirilecek?(öğrenenin özellikleri)
- Öğrenenlere ne öğretmek istiyoruz?(hedefler)
- Konu yada beceriler en iyi nasıl öğretilir?(öğrenme/öğretme yöntem ve etkinlikleri)
- Uygulama süreçleri ve kararları.
- Ne öğrendiler /ne kadar öğrendiler?(değerlendirme süreci)
Kaynak; http://acikders.hacettepe.edu.tr/
Öğretim Tasarımı Nedir?
•Tasarım, eğitim içinde öğrenme-öğretme ortamlarının planlanması, organize edilmesi ve uygulanması faaliyetlerinde etkili olarak kullanılmaktadır.
•Bu faaliyetlerin adı eğitim içinde "öğretim tasarımı" olarak bilinmektedir.
Bir Süreç olarak Öğretim Tasarımı
• Öğretim Tasarımı öğretimin kalitesini garanti altına almak adına öğrenme ve öğretim kuramlarının işe koşulduğu sistematik bir gelişimdir.
•Öğrenme ihtiyaç ve hedeflerinin analiz edilmesi ve bunların karşılanması adına bir sistem geliştirilmesi sürecinin tamamıdır.
•Ayrıca, Öğretim Tasarımı öğretim etkinlik ve materyallerinin geliştirilmesi, denenmesi ve değerlendirilmesini de içerir.
Bir bilim dalı olarak Öğretim Tasarımı
• Öğretim Tasarımı öğretim stratejileri hakkında geliştirilmiş kuram ve yapılmış araştırmalarla ilgilenen bilim dalıdır.
•Ayrıca, Öğretim Tasarımı Bu stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması ile de ilgilenir.
GENEL TASARIM MODELİ
Analiz Basamağı;
•Genel olarak hedef-davranışlar, öğrencinin özellikleri, çevre şartları ve var olan fırsatlar belirlendikten sonra değerlendirme çalışmaları yapılır.
•Bunun yanında, öğretim için var olan kaynaklarda belirlenir.
Tasarım Basamağı;
•Eğitim-öğretim ortamında hedef ve davranışları gerçekleştirecek olan faaliyetler planlanır ve organize edilir.
•Bu basamakta, bütün öğretim ortamının özellikleri hedef ve çevre şartlarına göre değerlendirilir.
•Daha sonra, bu özelliklere uygun olan öğrenme-öğretme faaliyetleri belirlenir.
Geliştirme Basamağı;
•Eğitim-öğretim için tasarlanan faaliyetler uygun hale gelinceye kadar geliştirme çalışmaları yapılır.
Uygulama Basamağı;
•Öğretim tasarımları uygun şartlar ve çevre belirlendikten sonra uygulama çalışmaları yapılır.
•Öğrenme-öğretme faaliyetleri hedef ve davranışlara uygun olarak öğrenme ortamlarında uygulanmaya başlanır.
•Öğretim uygulamaları dikkatli ve hatasız bir biçimde yapılması gerekmektedir.
•Uygulamada yapılacak bir hata bundan sonraki basamakta yapılacak faaliyetleri etkileyebilir.
Değerlendirme Basamağı;
•Yapılan bütün öğretim tasarımı faaliyetleri belirlenen hedef ve davranışları gerçekleştirme bakımından yorumlanır.
•Aksaklıklar var ise ortaya çıkarılarak ilgili basamağa gönderilir.
•Bu gönderme faaliyeti, elde edilen ürünlerde hiçbir hata meydana gelmeyene kadar devam eder.
•Bu basamakta, temel olarak raporlama ve öğretim hatalarının düzeltilme çalışmaları yapılır.
Kaynak: http://bcelik522.blogspot.com/2011/03/ogretim-tasarm-nedir.html
Kaynak: http://bcelik522.blogspot.com/2011/03/ogretim-tasarm-nedir.html
1980: Bilişsel Psikoloji Etkisinde Kalan Mikrobilgisayarların Kullanıldığı Öğrenme Ortamı
Bilişsel psikoloji, düşünme, hissetme, öğrenme, anımsama, karar verme, dil, problem çözme ve yargılama gibi zihinsel süreçlerin en geniş anlamda incelenmesidir. Yani bilşsel psikologlar insanların bilgiyi anlama, saklama ve bilincine geri getirmeleriyle ilgilenirler. Bilişsel psikologlar zihinsel süreçlerin incelenebileceğine ve incelenmesi gerektiğine inanırlar. Her ne kadar bilişsel süreçler doğrudan gözlenemeseler de,davranışlar gözlenebilir ve bu davranışların altında yatan bilişsel süreçler hakkında çıkarımlar yapılabilir.
Mikrobilgisayar terimi merkezi işlem birimi ve bir mikroişlemcisi olan bilgisayardır. Ana bilgisayarlara göre daha küçüktür. Mikrobilgisayarlara bir ekran ve tuştakımı eklenirse kişisel bilgisayarlara çok benzerler. Mikro öneki 1970 ve 1980'li yıllarda yaygındı ancak günümüzde genelde mikro öneki kullanılmaz.
Mikrobilgisayar eğitim teknolojisini etkiliyor. Derslerde kullanılıyor. Bu konuda yayın ve materyaller artıyor. Bilişsel psikoloji önceki etkisini yitiriyor.
1980’li yıllarda bilgisayarın okullardaki etkisi artıyor. Mikrobilgisayarlar küçük ve ucuz olmaları sebebiyle tercih ediliyor.
1985’den sonra okullarda bilgisayar teknolojisi yaygınlaşıyor. Öğretmenler eğitiliyor.
kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bili%C5%9Fsel_psikoloji
Mikrobilgisayar terimi merkezi işlem birimi ve bir mikroişlemcisi olan bilgisayardır. Ana bilgisayarlara göre daha küçüktür. Mikrobilgisayarlara bir ekran ve tuştakımı eklenirse kişisel bilgisayarlara çok benzerler. Mikro öneki 1970 ve 1980'li yıllarda yaygındı ancak günümüzde genelde mikro öneki kullanılmaz.
Mikrobilgisayar eğitim teknolojisini etkiliyor. Derslerde kullanılıyor. Bu konuda yayın ve materyaller artıyor. Bilişsel psikoloji önceki etkisini yitiriyor.
1980’li yıllarda bilgisayarın okullardaki etkisi artıyor. Mikrobilgisayarlar küçük ve ucuz olmaları sebebiyle tercih ediliyor.
1985’den sonra okullarda bilgisayar teknolojisi yaygınlaşıyor. Öğretmenler eğitiliyor.
kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bili%C5%9Fsel_psikoloji
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)